İran Şahı I. Abbas 400 yıl önce Gürcüleri (bazı tarihi kaynaklara göre 130 bin kişi) anayurtlarından dağıttı ve İran yollarına düşürdü. Gürcülerin bir kısmı yolda öldü, kalanları ise farklı illere yerleştirdiler. İran’a yerleşenlerin bazıları İran halkı içine karşıtı, Pereidan’a (Feridun-Şehr) yerleşen Gürcüler ise dillerini ve gelenek-göreneklerini korudular. Onlardaki anadil sevgisi ve Gürcülük duygusunun ne kadar büyük olduğuna Pereidanlı Gürcü ve Feridun-Şehr Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Said (Giorgi) Muliani’yi tanıdıktan sonra inandık.
Atalarınız hakkında ne biliyorsunuz diye sorduğumda Said şöyle bir şey anlattı: “Benim atalarım sanıyorum Molaşvililer idiler. Köken olarak nereden olduğumuzu bilmiyorum fakat tarihi kaynaklardan Gürcüleri İran’a Kakheti’den, özellikle Siğnaği’den götürdükleri anlaşılıyor. Martkopi’den de sürmüşler. Bu yüzden de İran’da İranlıların Feridun-Şehr dedikleri şehrin Gürcüce adı Martkopi’dir. Buradaki üniversitede tarih dersleri veriyorum. İran’da iki şehir (Toreli ve Feridun-Şehr) ve 7 köyde Gürcüler yaşamaktadır. Annem de Gürcü eşim de. Aile içinde konuşma dilimiz Gürcücedir. 8 yaşındaki oğlum Tariel iyi Gürcüce konuşuyor. Geçen yıl Elyazmaları Enstitüsünün düzenlediği yarışmada oğlum kendi yaşıtları arasında birinciliği kazandı. Eşim İrine İoseliani’dir.
-İoseliani?
-Evet. İoseliani’ler İran’da çoktur. İran’da Gürcü soyadlarının son ekleri değişti (örneğin Mikeladzeler Mikelani oldular), değişmeyen tek soyadı son eki İran formuna benzeyen İoseliani’dir.
Ben İsfahan Üniversitesinde öğrenci iken bizim bir Profesör Gürcistan’ı çok seviyordu. Gürcülerin İran’a olan katkıları, özellikle de Safeviler dönemindeki katkıları hakkında çok şey anlatıyordu. Bir keresinde bu konuda bir makale hazırlamamı istedi. O kadar çok doküman buldum ki “İran Tarihinde, Kültür ve Medeniyetinde Gürcülerin Rolü” adı ile kitap basmaya karar verdik. Bu kitabın Gürcüceye tercümesi de yapıldı ve yakında Gürcistan’da yayınlanacak. Aynı şekilde benim kitabımda “Gürcülerin ve Ermenilerin Safevi Hanedanındaki Rolü” verilmiş, Gürcülerin ve Ermenilerin hizmetleri kıyaslanarak anlatılmıştır.
Şah Abbas döneminde İran’da iki Gürcü soyadı; Saakadzeler ve Undiladzeler etkindi. Her iki soyadı da Şahın sarayında öncü konumda idi – Vali ve şehrin yöneticileri onlar idiler. Undiladzelerin en tanınmışı Alaverdi Han idi. O İsfahan’ın ünlü 33 kemerli köprüsünü inşa etti.
Saakadzelerden de Ali Kuli Saakadze ünlü idi. Safevi sarayında önde olan bu iki Gürcü soyadı maalesef birbirlerine karşı amansız bir mücadele içinde idi. Şahın sarayında etkili olabilmek için birbirleri ile yarışıyorlardı. Bu çatışmada Undiladzeler Saakadzelere karşı galip geldi ancak Şah Abbas’ın ölümünden ve tahta torunu Şah Sefa geçtikten sonra Saakadzeler yükselişe geçti. Şahın emri ile Undiladzeleri öldürdüler ve bu işe Saakadzeler de katıldı. Safevi hanedanı döneminde Gürcüler askeri ve idari yapının içinde yer alırken Ermeniler ise ticaretle meşguldü.
İran’da orduda ve idari yapıda görev alacakların istisnasız Müslüman olması kuralı vardı. Bu yüzden de Gürcüler Müslümanlaştılar, Ermeniler ise ticaret için din değiştirmeleri zorunlu olmadığından Hıristiyan kaldılar. İran’da yaşayan Ermeniler bugün de Hıristiyanlar ve kendi kiliseleri var. Gürcülerin ise tamamı Müslümandır.
Allaha ulaşan yollar farklıdır ancak önemli olan oradaki Gürcülerin Gürcü olarak kalmış olmaları, Gürcü ruhu ve dilini kaybetmemiş olmalarıdır. Aradan geçen 400 yıl sonra da biz Gürcüce konuşuyoruz. İranlı Gürcülere günümüz Gürcücesini öğretmek için “Gürcüce-Farsça öğrenme kılavuzu” (Deda Ena) oluşturdum.
-Gördüğünüz Gürcistan hayallerinizdeki Gürcistan’a benziyor mu?
Buraya gelenler geri döndüklerinde Gürcistan ile ilgili bize çok şey anlatıyorlar, fotoğraflar, Gürcü sinema filmleri getiriyorlardı. “Khareba da Gogia” ve “Giorgi Saakadze” filmlerini Gürcistan’a gelmeden izlemiştim. Guram Pataraia’nın Pereidan ile ilgili filmi bizde çok popülerdir. Gürcistan’dan gelenler vatanımızı bize inanılmaz güzel ve yeşilliğe gömülmüş olarak anlatıyorlardı. Bitki zengini yurdumun cennet gibi olduğunu düşünüyordum. Gürcistan’a ilk kez 2005 yılında “diaspora gününde” geldim ve beklediğim gibi buldum. İran’da Gürcistan’daki gibi, böyle bir hava yok. Feridun-Şehr denizden 2500 m yüksektedir, kışları sert ve bol karlıdır. Burası kadar, Gürcistan’da olduğu kadar yeşil değildir. Anavatanımda aldığım bu sıcaklık ve sevgiden dolayı sevinçliyim. Bazı üniversitelerde Farsça öğretmemi teklif ediyorlar. Anavatanıma faydalı olacaksam memnuniyetle sürekli burada olmak üzere gelirim.
-İran’da Gürcüler seviliyor mu?
-İranlılar Gürcüleri güvenilir insanlar olarak görüyorlar. İsfahan pazarında Gürcülere o kadar güveniyorlar ki Gürcü eğer esnafa mallarını bana ver götüreyim parasını yarın getiririm dese verirler. Bizimkiler sözünün eri olarak bilinirler.
-Gürcü dili kısıtlanmıyor mu?
-40 yıl önce Sovyetler Birliği döneminde Gürcüce okuma-yazmayı öğrenmek istediğimiz, Gürcüce kitaplarımız olduğu için Gürcülere şüphe ile baktıklarından dilimizi kaybetme tehlikesi vardı fakat Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra durum değişti. Gençler günümüz Gürcücesini biliyorlar, İran’da Gürcüce kitaplar da basılıyor. Ümit ederim ki, Allah’ın izni ile Pereidan’da (Feridun-Şehr) Gürcü dili unutulmaz.
http://www.ambebi.ge/sazogadoeba/41222-400-tslis-merec-chven-qarthulad-vlaparakobth.html
13-09-2011
İzo Rikadze
Haftalık gazete “Kviris Palitra”
Gürcüceden çeviren: Erdoğan Şenol (ერეკლე დავითაძე)
|