Tarihi verilere göre Gürcü yazılı kaynaklar, Kral Parnavaz’ın Gürcüstan’ı birleştirdiği ve önemli devlet, dini ve dil reformlarını yaptığı dönem olan MÖ 303-228’li yıllarda oluşmuştur.
Gürcü alfabesi dünyada var olan 14 alfabeden biridir. O, mükemmelliği ve eşsizliği ile belirginleşmiştir. Gürcü dilindeki her sesin alfabede bir harf-işaret olarak karşılığı vardır. Tanınmış üç gürcü alfabesi vardır: 1. Asomtavruli ya da mrglovani, 2. Nushuri, 3. Mhedruli.
Bu güne dek korunan en eski Gürcü yazılı kaynak örnekleri dördüncü yüzyıla aittir.
Yüzlerce yıllık Gürcü yazını tarzı ve temasıyla oldukça renkli ve ilgi çekicidir.
Günümüze kadar ulaşan ilk Gürcü eserlerinin beşinci yüzyılda oluşturulduğu bilinmektedir. Bu eserlerin yazarı olan İakob Tsurtaveli ilk Gürcü yazarı olarak kabul edilmektedir. Eserler tarz olarak hagiografik yazına aittir ve bu eserlerde, Gürcüstan’ın beşinci yüzyıldaki yaşamı, Gürcülerin, bağımsızlıklarını, geleneksel dinlerini ve kültürlerini korumak için verdiği savaşlar anlatılmaktadır.
Zor jeopolitik konumundan dolayı Gürcüstan; kendi devletini, dilini ve kültürünü koruyabilmek için sürekli savaşmak zorunda kalıyordu ve bu durum da Gürcü edebiyatında kendini gösteriyordu. Beşinci yüzyıldan günümüze dek hemen hemen tüm yazar ve şairler vatan sevgisi motifini eserlerinin mutlak unsuru olarak görüyordu.
Gürcüstan’da felsefe orta çağ başlarında gelişmeye başlamıştı. Dördüncü yüzyılda Gürcü felsefe okulu vardı. Bu açıdan dördüncü yüzyıl filozofu Bakuri dikkate değerdir. Kendisi o zamanki Gürcüstan (İberia) kralının oğludur. Bakuri, ilk Gürcü neoplatonel filozof olarak kabul edilmektedir.
Petre İberi beşinci yüzyılın tanınmış büyük Gürcü filozoflarındandır. Kendisi dini filozof, teolog idi. Petre İberi Gürcüstan kralının oğluydu. Areopagitul kitabının yazarı olarak bilinmektedir.
Beşinci-onuncu yüzyıllar boyunca Gürcüstan’da nesirsel ve şiirsel birçok orijinal eser yazılmıştır. Nesirsel eserler hagiografik ve tarihi tarzdadır. Bu tarzlar sıkça iç içe geçmiştir, eserler hem tarihi hem de hagiografik tarzı bir arada bulundurabilmektedir. Bunlar arasında, Şatberdi’de görev aldığı varsayılan adı bilinmeyen bir yazarın dokuzuncu yüzyıla ait tarihi eseri olan “Moktsevai Kartlisai” dikkat çekicidir. Eserde, dördüncü yüzyıldaki Gürcüstan tarihi, Azize Nino tarafından yeni dinin –hıristiyanlık- Gürcüstan’da yaygınlaştırılması anlatılmaktadır.
Bizim için, Giorgi Merçule’nin eseri “Grigol Handzteli’nin Yaşamı” özellikle ilgi çekicidir. Giorgi Merçule onuncu yüzyıl (875-960) yazarlarındandır. Kendisi bu eserde, dokuzuncu-onuncu yüzyıllarda Araplar tarafından işgal edilip yağmalanan Gürcüstan’ın kurtarıcısı olarak, büyük kral Aşot Kuropalati hükümdarlığındaki Tao-Klarceti Gürcü Krallığının ortaya çıktığı dönemdeki Gürcüstan’ın ağır tarihini anlatmaktadır. Büyük kilise öncüsü Grigol Handzteli o zamanlarda kralın yardımıyla Tao-Klarceti’de bir çok kilise inşa etmişti. (Opiza, Şatberdi, Handzta, Ahiza, Parehi, Berta, Ançi, İşhani, Oşki, Hahuli, Parhali, Bana, Artanuci). Aynı yerlerde okullar, kütüphaneler, orijinal Gürcü kitaplarının yazıldığı ve yabancı edebi eserlerinin Gürcüceye çevrildiği kriptoryumlar oluşturdu. Tao-Klarceti’nin kültür merkezlerinin sekizinci-dokuzuncu yüzyıllardaki Gürcü özünü ve kültürünü kurtardığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Gürcüstan’ın bu tarihi yerlerinde birçok büyük Gürcü bilim adamları, filozofları, yazarları ve şairleri yaşıyor ve faaliyet gösteriyordu. Bunlardan bazıları şunlardır: İoane Minçhi, İoane Mtbervari, Kurdanai, Ezra, Stepane Sananoisdze, ioane Konkozisdze, Mikel Modrekili, İoane Ançeli vd.
Gürcüstan tarihinin eski dönemlerini anlatan, Şatberdi’de 970’li yıllarda yazılan, çok önemli el yazmalarından biri de “Şatberdis Krebuli (Şatberdi Dergisi)”dir.
Onuncu yüzyılın tanınmış büyük Gürcü şairi, müzisyeni ve himnografı Mikel Modrekili de Şatberdi’liydi. Oşki’de de faaliyetleri vardı. Onun oluşturduğu şiir dergisi 632 sayfa idi. Günümüze ise 272 sayfası gelebilmiştir. Onun yazdığı müzikal eserler – ilahiler korunmaktadır.
İoane-Zosime’ye ait olduğu söylenen “Kebai da Didebai Kartulisa Enisai (Gürcü Diline Övgü ve Methiye)” adlı ilahinin Gürcü kültürünün gelişmesinde önemli bir yeri vardır. Bu şiir Gürcü dilinin büyüklüğünü anlatmaktadır. Şiir, Gürcü kültürünün Arap istilalarından dolayı gerilemeye başladığı dönemlerde yazılmıştı. Tao-Klarceti’de başlayan büyük yapılanma şairi umutlandırmıştı ve o, Gürcü dilinin sonsuza dek var olacağına inanıyordu, çünkü bu dil, tanrı tarafından kutsanmış bir dil idi.
Handzta (Porta)’da, büyük hagiograf, tarihçi Arsen Sapareli (830-877) faaliyet gösteriyordu. O, daha sonraki dönemlerde Gürcüstan baş patriği oldu. “Gankopisatvis Kartlisa da Somhetisa (Kartli ve Ermeni Ayrılığına Dair)” adlı tarihi eser ona aittir. Eserde, Gürcüstan ve Ermenistan arasında meydana gelen kilise ayrımının tarihi anlatılmakta, beşinci yüzyıl sonunda başlayıp sekizinci yüzyıl başlangıcında bitmektedir.
Tao-Klarceti literatür okulunun geleneklerinden Atoni literatür okulu (Ekvtime ve Giorgi Atoneliler) ortaya çıktı. Bu okulun temsilcileri, büyük bilimsel ve sanatsal literatürü Yunancadan çevirdiler ve orijinal teolojik ve himnografik eserler ile dergiler oluşturdular.
Onbirinci-onikinci yüzyıllar Gürcü kültürünün çok yükseldiği dönemlerdir. O zamanlar Gürcüstan’ın politik sınırları oldukça genişti ve Hazar Denizi’nden Karadeniz’e kadar olan alanı kapsıyordu. Bu dönem Gürcü sanatında Rönesans dönemiydi. Bu döneme Gürcüstan’ın “Altın Çağı” denmektedir. Bu dönemde, adları tüm kültür dünyasında bilinen büyük Gürcü tarihçileri, filozofları, yazarları ve şairleri faaliyet göstermiştir. Bunlardan bazıları şunlardır: Arsen Beri, İoane Petritzi, Giorgi Mtatzmindeli, Şota Rustaveli, arsen İkaltoeli, Sargis Tmogveli, İoane Şavteli, Çahruhade…
Sargis Tmogveli onikinci yüzyılın ilk yarısında, o zamanların yakın doğunun en tanınmış eseri olan “vis o ramini” – “visramiani”yi Farsçadan Gürcüceye çevirmiştir. “Dilargetiani” adlı kendi eseri ise ne yazık ki kaybolmuş ve günümüze ulaşamamıştır.
1250 yılında, İoane Çahruhadze’nin methiye tarzı şiiri “Tamariani” tamamlandı. Bu eserde Kraliçe Tamara’nın yaptıkları, üstün bir sanatsal dille anlatılmıştır.
Ondokuzuncu yüzyılın başlarında İoane Şavteli’nin mükemmel şiirleri, methiyelerinden oluşan “Abdulmesia” dergisi çıktı. Bu eser de Kraliçe Tamara ve eşi Davit Soslan’a ithaf edilmiştir. Basiani’deki büyük zaferi anlatmak için yazılan şiirler de ona aittir.
Onikinci yüzyılda kahramanlık-pehlivanlık-macera tarzı nesirsel eserler bulunmaktadır. Bunlardan biri “Amiran Darecaniani”dir. Yazarının Mose Honeli olduğu sanılmaktadır. Eserde Gürcü mitolojisi ve masalları bulunmaktadır.
Şota Rustaveli’nin “Vephistkaosani (Kaplan Postlu Şövalye)” adlı eseri tüm dünyada tanınmış bir eserdir ve Türkçe de dahil birçok dile çevrilmiştir. “Kaplan Postlu Sövalye” gelişmiş feodal dönem dünya literatürünün eserlerinden biridir. Bu şiirin 1189-1207 yılları arasında yazıldığı sanılmaktadır. Literatür tarihçileri, Şota Rustaveli’nin Avrupa (İtalyan) Rönesansının temellerini atmıştır.
Aynı dönemde Gürcüstan’da şiirin yeni bir türü olan İambiko (Beş kupletli ve oniki heceli ritmi olmayan şiir) ortaya çıktı. Onun mükemmel örneklerinden biri Svaneti’de bulunan, Gürcüstan kralı dördüncü Bagrat’ın eşi Kraliçe Borena tarafından yazılan olağanüstü şiirdir. Kral Demetre’nin mükemmel marşı – “Şen Har Venahi (Sen Üzüm Bağısın)” da eserlerden biridir. Kraliçe Tamara tarafından yazılan dini şiirler de bulunmaktadır.
O dönemlerde Gürcü eserleri Gürcüstan’da olduğu gibi Gürcüstan dışında da oluşturuluyordu, çünkü, Gürcü kralları Kudüs, Bulgaristan, Yunanistan’ın farklı bölgelerinde olduğu gibi Gürcüstan dışındaki yerlere de birçok kilise-manastır inşa ediyorlardı. Bunlar arasında ünlü olanlardan biri Olimpos dağına inşa edilen mükemmel Gürcü manastırı ve kültür merkezi Ulumbo Manastırıdır.
O dönemlerde Gürcüstan’da iki yüksek okul bulunuyordu, bunlar; Gelati Akademisi ve İkalto Akademisi idi. Gelati’de büyük Gürcü şairi ve filozofu Arsen İkaltoeli görev yapıyordu. Kendisi hem filozof hem de çevirmen idi. Kendisi Konstantipol Mangan Üniversitesini bitirmişti.
Arsen Beri Devit Ağmaşenebeli’nin takipçisiydi. Kendisi kralın vasiyetnamesini, kanun içerikli belge olan “Ruis-Urbnisis Krebis Dzeglistzera (Ruis Urbnisi Toplantı Kayıtları)’nı yazmıştır. Ayrıca krala ithaf ettiği bir methiyesi vardır.
Eprem Mtsire’nin yazdığı tarihi-felsefi yapıtlar da ünlüdür.
İoane Petritz (onbirinci-onikinci yy.), neopltonik tarzdaki felsefenin temellerini atmıştır ve dünyanın büyük filozoflarından sayılmaktadır. Kendisi antik felsefeyi Hıristiyanlık etkisiyle yorumladı. Kendisi Tao-Klarceti’nin kültür merkezlerinde yetişti ve eğitimini de orada aldı.
O dönemlerde, filozof ve çevirmen İoane Çimçimeli’nin de eserleri vardır. O, Artvin’de, bugün de var olan Çimçime köyündendir.
Büyük tarihi eser olan “Kartlis Tshovreba (Kartli’nin Yaşamı)”dan özellikle söz etmek gerekir. Bu kitap farklı dönemlerdeki farklı yazarların çalışmalarından oluşmuştur ve Gürcüstan tarihinin birbiriyle bağlantılı rivayetlerine yer vermektedir. Bu eserin redaksiyonunu onbirinci yüzyılda ünlü tarihçi Leonti Mroveli yapmıştır. Daha sonraları (Onsekizinci yüzyılda) ise Kral Altıncı Vahtang redakte etmiştir. Bu nedenle de bugün elimizde “Eski Kartli’nin Yaşamı” ve “Yeni Kartli’nin Yaşamı” bulunmaktadır.
Basili Ezosmodzğvari (onüçüncü yy.) de ünlü bir tarihçidir. Kendisi “Kralların Kralı Tamara” adlı eseri yazmıştır.
Acara ve Tao-Klarceti’de de büyük Gürcü bilim adamı, yazarı ve tarihçisi Tbel Abuserisdze (1192-1242) faaliyet gösteriyordu. Astronomi ile ilgili yazdığı bir tezin yanı sıra birçok esere imza atmıştır. Bu astronomi tezinden anlaşıldığına göre o zamanlar Gürcülerin astroloji bilgileri oldukça fazlaydı. Gürcü ve Yunan yıl hesabı ve takvimlerinin karşılaştırılması sonucu ünlü Fransız bilim adamı Mari Brosse, 1582 yılında Roma Patriğinin takvimi değiştirmesini sağlayan yanlışlıkların en azından yarısını Gürcülerin 1223 yılında bildiği sonucuna varmıştır.
“Balavarian” – “Sibrdzne Balavarisa (Balavari’nin Bilgeliği)” eserinin Gürcüceye çevrildiği tarih hala bilinmemektedir. Bu eser, Budizmin temellerini atan Buda’nın hayatını anlatmaktadır. Bu eserin altıncı yüzyılda dönemin Farsçasıyla (Pahlaca) yazıldığı daha sonra da bu temelde kitabın Arapça versiyonunun çıktığı bilinmektedir. Daha geç dönemlerde de, bu dinin Avrupa’da yaygınlaştırılmasını sağlayan Yunancası yazıldı. Sadece bu durum bile Gürcüstan’ın her zaman dünya kültür süreçlerini nasıl takip ettiğinin kanıtıdır.
Onyedinci yüzyıla ait eserlerden biri “Rusudaniani”dir. Yazarı bilinmemektedir. Eser kahramanlık-macera türündedir.
Gürcüstan’da krallardan da büyük yazar ve şairlerimiz vardı, bunlar: Birinci Teimuraz , Arçil, Altıncı Vahtang, İkinci Teimuraz’dır.
Onyedinci-onsekizinci Gürcüstan’da yeni bir tarz ortaya çıktı. Bu tarza göre şiirler alfabe sırasına göre yazılıyordu. “Meyvelere övgü” şeklinde de bir tarz vardı.
Birinci Teimuraz (1589-1663) kral, ozan ve çevirmen idi. Farsçadan çeviriler yapıyordu. Çevirilerinden bazıları “Vardbulbuliani”, “İosebzilihaniani”, “Leilmicnuniani”dir. Onun diyalog türünde şiirleri de vardır. Bunlardan bazıları: “Gabaaseba Ğvinisa da Bagisa (Şarabın ve Dudağın Diyaloğu)”, “Gabaaseba Gazaphulisa da Şemodgomisa (İlkbaharın ve Sonbaharın Diyaloğu)”dur. İran şahının işkence ettiği Gürcüstan kraliçesi Ketevan’ı anlatan “Tzameba Ketevan Dedoplisa (Kraliçe Ketevan’a Yapılan İşkence)” adlı tarihi biyografik şiir de ona aittir.
Arçil (1677-1713) çok yönlü eğitim almış bir faaliyet adamıydı. Matbaa kurmayı planlıyordu. Kendisi Gürcü yazarları arasında oluşturulan “Martlis Tkma (Gerçeği Söylemek)” okulunun ilkelerini oluşturmuştu. Burada Gürcüstan’ın dertleri, sıkıntıları, ulusal problemlerine gerçekçi bir şekilde yer verilmiştir. Onun baş yapıtı “Gabaaseba Teimurazisa da Rustavelisa (Teimuraz ve Rustaveli’nin Diyaloğu)”dur.
Onsekizinci yüzyılda Kral Altıncı Vahtang (1675-1737) gelişme döneminin temellerini atmıştır. “Samartlis Tzigni (Adalet Kitabı)’yi oluşturdu, “Dasturlamali (Desturlamalı)’yi yazdı. Daha sonraları “Eğitimli İnsanlar Komisyonu”nu oluşturdu. Bu komisyona Beri Egnataşvili başkanlık ediyordu. Komisyon “Ahali Kartlis Tshovreba (Yeni Kartli’nin Yaşamı)”nı oluşturdular. Altıncı Vahtang 1704-1711 yılları arasında Gürcü matbaasını kurdu, İlk “Vephistkaosani (Kaplan Postlu Şövalye)”yi bastı. 1650-1716 tarihleri arasında büyük kitap yazarı, eğitimci Antimoz İverieli’nin çalışmaları vardı. Onu esir olarak götürdüler ve daha sonra Vlaheti (Romanya) episkoposu oldu. Romanya’da matbaa kurdu. Gürcüstan’a da yardım ediyordu. Onun öğrencisi olan Mihail İştvanoviç 1709 yılında Altıncı Vahtang’a Tiflis’te matbaa kurması için yardımcı oldu. Bu tarihten sonra basılmış Gürcü kitapları artmakta ve yavaş yavaş el yazması kitapların sayısı azalmaktadır.
İkinci Teimuraz (1700-1762), kral, şair ve çevirmen idi. Kral Arçil’in hazırladığı “Gerçeği Söyleme Prensipleri”ni devam ettirmiştir. En önemli eserleri; “Sarke Tkmulta anu Dğisa da Ğamis (Sözün ya da Gün ve Gecenin Aynası)”, “Gabaaseba Rustaveltan (Rustaveli ile Sohbet)”, “Hilta Keba (Meyveye Övgü)”dür.
Bavit Guramişvili (1705-1792) onsekizinci yüzyılın seçkin bir şairi idi. Gençlik yıllarında, Gürcüstan’a saldırılar düzenleyen Dağıstan’lılar onu esir aldılar ve ülkeden kaçırdılar. Ancak kaçmayı başaran Davit Guramişvili Astrahan yoluyla Rusya’ya geçti ve Altıncı Vahtang’ın koruması altına girdi. Davit Guramişvili Altıncı Vahtang’ın ölümünden sonra Ukrayna’ya yerleşti ve orada öldü. Gürcü şiirinin şaheserlerinden biri olan “Davitiani” ona aittir. Şiir birkaç bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm “Kartlis Tçiri (Kartli’nin Derdi)”dir. Bu bölümde onsekizinci yüzyıl Gürcüstan’ının trajik tarihi anlatılmaktadır. İkinci bölüm “Stzavla Mostzavleta (Öğrencilerin Eğitimi)”dir. Yetiştirme sistemine, gençlerin Gürcü geleneklerini ve eğitimi sevmeleri yönünde yetiştirilmesi konusuna dikkat çekilmektedir. Bu eser realizmin bir örneği olarak kabul edilmektedir. Kitabın son bölümü hüzünlü şiirlerden oluşmaktadır. Bu şiirlerde ölüm-yaşamın sürekliliği konularında derin felsefi yaklaşımlar bulunmaktadır.
Sulhan-Saba Orbeliani (1658-1725), büyük yazar, leksikolog, aydın, devlet görevlisiydi. En ünlü edebi eseri “Sibrdzne Sitsotshlisa (Hayatın Hikmeti)”dir. Bu kitap insanlık öneminde bir kitap kabul edilmektedir. Sulhan-Saba açıklamalı Gürcüce sözlüğü olan “Sitkvis Kona (Söz Demeti)’ni hazırlamıştır.
1754-1811 yılları arasında bürokrat ve düşünür Solomon Lionidze’nin çalışmaları vardı. Kralın defnedilmesi sırasında söyledikleri ünlüdür. Söylediği ağıtlar birer sanat eseri ve belagat ilmi tarzının şaheseridir.
Onsekizinci yüzyıl ve ondokuzuncu yüzyılda Tiflis’te Aşık atışmaları yaygınlaşmıştı. Aşık ozan doğaçlama yapardı. Aşık kelimesi Arapçadan gelmektedir. Aşıklar sadece söz yazmıyorlardı. Aynı zamanda şiirleri melodik olarak okuyup enstrümanla eşlik ediyorlardı. Tiflis’li aşıklar Gürcüce, Farsça, Ermenice ve Azerice maniler söylüyorlardı. Bu alanda Sayatnova’nın şiirleri dikkat çekicidir. Şiirlerini Gürcüce, Ermenice ve Azerice yazıyordu.
Ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında ve yirminci yüzyılın başlarında Tiflis’te Gürcü merkezlerinin yanı sıra Azeri ve Ermeni kültür merkezleri de vardı.
Ondokuzuncu yüzyılda Rusya Gürcüstan’ı işgal etti ve doğal olarak Gürcü yazarları ve şairlerinin baş malzemeleri özgürlük ve milli bağımsızlık hareketleri ile ilgili fikirler olmuştur. Bunlar arasında özellikle vurgulanması gerekenler; büyük Gürcü romantik şairleri, Aleksandre Çavçavadze, Grigol orbeliani ve seçkin büyük şair Nikoloz Barataşvili (1817-1845)’dir. N. Barataşvili çok genç yaşta öldü ve onun çalışmalarını çoğunlukla İngiliz şair Byron’la kıyaslamaktadırlar. İkisinin de çok fazla benzer yönleri vardır. N. Barataşvili dünyadaki hüzünler ve romantik dünyaya bakışın yanı sıra ülkesinin kaderini düşünen bir şairdir. Gürcüstan’ın kaderi ve özgürlük fikri onun çalışmalarının önemli işaretleridir.
İlia Çavçavadze (1837-1907) – Gürcüstan tarihi, en zor dönemlerinde, tanrının mucizevi bir şekilde, ulusunu ve ulusal kültürünü kurtarma misyonuyla gönderdiği kahramanlara çok kez tanıklık etmiştir. İlia Çavçavadze de bu seçilmiş insanlardan biridir. O, Rusya’nın işgal ettiği Gürcüstan’da ulusal ruhu uyandırdı ve ulusal kültürü kurtardı. İlia realist bir yaratıcıydı. O, yazar, şair, çevirmen, gazeteci, redaktör (“Sakartvelos Moambe”, “İveria”) ve siyasetçiydi. Tüm ulusal konuların başındaydı ve sonunda da Gürcü halkı ona “Eris Mama (Ulusun Babası)” adını verdi. İlia’nın hayatı ve yaptıkları Gürcü ulusunu işgalci Rusya İmparatorluğunun asimilasyonundan kurtardı. Bu nedenle de Gürcüstan’ın düşmanları onu 1907 yılında öldürdüler. Destanları: “Gandegili (Münzevi), “Açrdili (Hayalet)”, “Kartlis Deda (Gürcü Anası)” vd. Öyküleri: “Mgzavris Tzerilebi (Bir Yolcunun Mektupları)”, “Otaraant Kvrivi (Otar’ın Dulu). Şiirleri: “Elegia (Elejik, hüzünlü şiir)”, “Bazaletis Tba (Bazaleti Gölü)” vb. Bizim için İlia’nın “Osmalos Sakartvelo (Osmanlı Gürcüstan’ı) makalesinin yeri çok önemlidir. Bu makalede Müslüman Gürcüler selamlanmakta ve Müslüman ve Hıristiyan Gürcülerin kültürel ve ulusal birliğinden söz edilmektedir.
Akaki Tzereteli (1840-1915) büyük Gürcü ozanıydı, nesirsel eserleri de vardır. O, halkın özel sevgisini kazandı. Onun en büyük lirik şair olduğu kabul edilmektedir. Akaki büyük İlia’nın dostu ve yandaşı idi. Gürcü ulusal özgürlük hareketlerinin önderlerinden biriydi. Şiirleri: “Gamzrdeli (Yetiştiren, Büyüten)”, “Natela ( ), “Tornike Eristavi”. “Başi-açuki (Başı Açık)” mükemmel bir öyküsüdür. Şiiri “Gantiadi (Seher Vakti)” bir şiir şaheseri ve ulusal önemi büyük bir eserdir ve Rusya İmparatorluğu tarafından öldürülen büyük Gürcü Dimitri Kipiani’ye ithaf edilmiştir.
Dimitri Kipiani (1814-1887) – Çok yönlü biriydi. O, büyük İlia’nın tüm ulusal davalarında yanında yer alıyordu. Ezilen Gürcü halkının koruyucusydu, Gürcü kültürünün yeniden canlanmasına çalışıyordu, “Tsiskari (Şafak)” dergisini kurdu. Aktif ulusal çalışmaları nedeniyle 1886 yılında Rusya hükümeti tarafından sürgün edildi. Onu Rusya’ya gönderip orada öldürdüler.
Gürcü literatürü tarihinde Vaja Pşavela (1861-1915)’nın özel bir yeri vardır. Vaja-Pşavela (Luka Pavle’nin oğlu Razikaşvili) şair, yazar, gazeteci, çevirmen, mükemmel etnografik kayıtların yazarı idi. Vaja’nın kardeşleri Baçana ve Tedo Razikaşvili’ler de tanınmış yazarlardı. Vaja’nın eserleri Türkçeye ve dünyada birçok dile çevrilmiştir. Dünya Barış Örgütünün kararıyla 1961 yılında tüm dünyada onun yüzüncü doğum günü kutlandı. Vaja’nın eserlerinde, insan ve çevresindeki doğanın barışık bir şekilde var olma problemleri büyük bir yer tutmaktadır. Gürcü mitolojisini çok derinden ve incelikleriyle bildiği için, eserlerinde kullandığı bu motifler şiirlerine olağanüstü bir hayranlık kazandırmaktadır. Vaja Pşavela’nın eserlerinde vatan sevgisi motifi de belirgindir. Vaja İlia Çavçavadze’nin dostu ve yandaşıydı.Tüm dünyaca tanınan Vaja’nın destanları: “Sumar-maspindeli (Konuk-Evsahibi)”, “Aluda Keteleuri”, “Gvelismçameli (Yılan Yiyen)”, “Bahtrioni” v.b.
Zakaria Çiçinade (1854-1931) – Bence, bütün Gürcüler İlia Çavçavadze, Zarakia Çiçinade ve Ahmet Melaşvili’nin adını bilmelidir. Çünkü bu üç adam, Gürcü ulusal özdeşliği, Gürcü dili ve kültürünün kurtarılması konularında önemli roller üstlenmişlerdir. Zakaria Çiçinadze çok yönlü bir adam idi. O, büyük İlia’nın yolundan gidiyordu. Bilim adamı, redaktör, gazeteci, gezgin ve etnograftı. Tüm Gürcüstan’ı dolaştı, anonim eserlerin bir çok örneğini derledi ve kitap olarak yayınladı. Zakaria Çiçinadze’nin Açara ve tarihi Tao-Klarceti’de yaptığı çalışmalar özellikle dikkate değerdir. O, tüm mal varlığını sattı ve bu parayla “Dedaenebi (Alfabeler)”, “Sakartvelos İstoria (Gürcüstan Tarihi)” kitaplarını basarak Açara ve Tao-Klarceti’yi dolaşıp oradaki Gürcülere dağıttı. O bölgelerde uzun süre yaşadı, özellikle de Maçaheli’de çok kaldı. Müslüman Gürcülerin sevgisini kazandı. Tao-Klarceti Gürcülerine Gürcüceyi öğretiyordu. Birçok ilginç folklorik malzemeler toplayarak kaydetti. Bunlar arasında, buralı Gürcülerce korunan Büyük Kraliçe Tamara hakkındaki olağanüstü bilgiler özel bir önem taşımaktadır.
Ondokuzuncu yüzyıl sonlarında ve yirminci yüzyılın ilk yarısındaki büyük Gürcü adamı Ekvtime Takaişvili (1863-1953)’dir. O, büyük bilim adamı, tarihçi, kaynakça uzmanı ve etnolog idi. Tarihi Tao-Klarceti’nin bilimsel açıdan öğrenilmesinde rolü çok büyüktür. Bu bölgeleri 1917 yılında dolaştı, Gürcü kültürü yapıtlarını kaydetti ve bilimsel değeri yüksek yayınlara imza attı.
Yirminci yüzyıl Gürcü literatürünün, dünya literatürünün gelişmesinde de payı vardır.
Yirminci yüzyılda Gürcüstan’da, büyük şair Titsian Tabidze ve yazar Miheil Cavahişvili faaliyet gösteriyordu. Bu büyük insanları Sovyet Rusya kurşuna dizdi ve nereye gömüldükleri halen bilinmemektedir.
Titsian Tabidze (1893-1937) – Olağanüstü ekspresyonist şiirleri olan vatan sevgisi motifleriyle ön plana çıkan bir şairdir. Onun çalışmaları sembolizm okuluyla bağlantılıdır. Titsian ve yandaşları Paolo İaşvili, Aleksandre Abaşeli ve diğerleri “Tsisperkantzelta Dasi (Mavi Şarap Boynuzlu Grubu)”nu kurdular Destanı da birçok dile çevrilmiştir.
Galaktion Tabidze (1891-1959) de yirminci yüzyılın en büyük şairlerinden sayılmaktadır. Lirik şairdir. Yüzden fazla şiir dergisi yazarıdır. Seçkin sanat bakışı ve renklerinin ustasıdır. Rusya’nın işgali altındaki Gürcüstan’da çok zor günler geçirdi ve bu trajedi de şiirlerinde görülmektedir. Dünyanın birçok dillerine çevrilmiş eserleri vardır.
Miheil Cavahişvili (1880-1937) – Büyük Gürcü yazarı ve toplum adamıdır. Ulusal özgürlük hareketlerinin önderlerinden biri olduğu için 1937 yılında Rusya’nın işgalci hükümeti tarafından kurşuna dizildi. Miheil Cavahişvili’nin yazıları eleştirel realizm tarzındadır. Romanları: “Arsena Marabdeli”, “Cakos Hiznebi (Cako’ya Sığınanlar)”, “Kvaçi Kvaçantiradze”, “Givi Şaduri”, “Tetri Sakelo (Beyaz Yaka)”, “Lambalo da Kaşa ”, “Kalis Tvirti (Kadının Yükü)”. Miheil Cavahişvili’nin eserleri Dünya Literatürü Altın Vakfı’na girmiştir.
Konstantine Gamsahurdia (1893-1975) – Çok yönlü bir faaliyet adamıydı: Yazar, çevirmen, şair. Tanınmış romanları: “Davit Ağmaşenemeli”, “Didostatis Konstantines Marcvena (Mimar Kanstantine’nin Sağ Eli), “Dionisos Ğimili (Dioniso’nun Gülümsemesi)”.
Yetenekli Gürcü şairlerinden Mirza Gelovani (1917-1944) ve Lado Asatiani (1917-1943) genç yaşlarında bu hayattan ayrıldılar. Eserlerinin ana teması aşk ve vatan sevgisiydi.
Yirminci yüzyılın ikinci yarısında birçok ilgi çekici Gürcü yazarı ve şairi faaliyet gösterdi. Bunlar arasında Nodar Dumbadze (1928-1984)’nin özellikle belirtilmesi gerekir. Eserleri, hümanist ideler ve ince mizah vurguları belirgindir. Nodar Dumbadze’nin ünlü eserleri: “Maradisobis Kanoni (Sonsuzluk Yasası)”, “Mziani Ğame (Güneşli Gece)”, “Nu Geşinia, Deda (Korkma Anne)”, “Me Bebia, İliko da İlarioni (Ben, Ninem, İliko ve İlarion) vb. Eserleri Türkçeye de çevrilmiştir.
Yirminci yüzyılın büyük şairlerinden biri de Ana Kalandadze (1924-2008) hanımdır. Ana Kalandadze şiir yazmaya 11 yaşında başladı. İlk şiirlerini 1946 yılında yayınladı. İlk şiir derlemesini 1953 yılında yayınladı. Bu derleme Ana Kalandadze’ye popülerlik ve geniş kitlelerin sevgisini kazandırdı. Şiirleri Türkçe, İngilizce, Fransızca ve diğer dillere çevrildi. En kapsamlı yayın onun iki ciltli kitabıdır. Burada orijinal şiirlerinin dışında çevirileri, mektupları ve hatıraları bulunmaktadır.
Çağdaş dönemin büyük faaliyet adamlarından biri Otar Çiladze (1933-2009)’dir. Yazar, şair, piyes yazarı ve gazeteci idi. Büyük romanları: “Gzaze Erti Katsi Midioda (Yolda Bir Adam Yürüyordu)”, “Kovelman Çemman Mpovnelman (Beni Bulan Herkes)”, “Rkinis Teatri (Demir Tiyatro)”, “Avelumi” , “Godori (Sepet)”. “Tzates Tziteli Çağebi (Tsate’nin Kırmızı Avizeleri)” piyesi çok ünlüdür. O. Çiladze’nin 12 civarında şiir dergisi yayınlanmıştır. Onun çalışmaları dünyanın birçok diline çevrilmiştir.
Pridon Halvaşi (1925-2010) Gürcü şiirine ve metin yazarlığına kendi mükemmel renklerini katmıştır. Kendisi daha yeni aramızdan ayrıldı ve biz hepimiz onu tanıyorduk. Pridon Halvaşi’nin eserlerinde Türkiye Gürcüleri teması büyük bir yer tutuyordu ve bu nedenle de o bizim için özellikle çok değerlidir. O, 50 kadar kitabın yazarıydı. Büyük Ahmet Melaşvili’nin yakın dostuydu.
Çağdaş dünyanınbüyük yazarlarından biri olan Çabua Amirecibi’nin yapıtlarının tacı “Data Tutaşhia” adlı romanıdır. “Gora Mborgali” ve “Giorgi Brtzkinvale” de ona aittir.
Son olarak da Türkiye’de yaşayan büyük Gürcü Ahmet Melaşvili (1922-1980) hakkında konuşmak istiyorum. O, Türkiye’de büyük İlia’nın yolunda ilerliyordu. O, Türkiyeli Gürcülerde Gürcülük ruhunu uyandırdı. Burada, onun yetiştirdiği ve bu büyük insanı şahsen tanıyan çok kişiyiz. Ahmet Melaşvili mükemmel bir faaliyet adamı, bilim adamı, çevirmen ve leksikolog idi. Bilimsel çeviriler ve redaksiyon çalışmalarının yanı sıra, Gürcü folklorunun korunması ve Gürcü etno müzikal yapıtlarının gelişimindeki önemli katkıları bilinmektedir. Gürcü kültürüne yaptığı katkılara değer biçilemez. Bu nedenle de Gürcüstan’da onun adını hep İlia Çavçavadze ile birlikte anarlar. Geçen yıl onun adını Tiflis 31. Devlet Okuluna verdiler.
Sonuç olarak, Gürcü ve Türk kültürel ilişkilerinin derinleşmesinde çok önemli rol oynayan Lia çlaidze’den söz etmek istiyorum. Lia Çlaidze çok iyi bir Türkolog, Türk ve Gürcü kültürünün büyük uzmanıdır, ders kitapları, konuşma kılavuzları ve sözlük yazarıdır. Gürcüceden Türkçeye ve Türkçeden Gürcüceye yaptığı çevirilerle mükemmel bir çevirmendir. O, Türk ve Gürcü halkının kültürel yakınlaşması çalışmalarına büyük katkılar sağlamıştır. Lia Hanıma uzun ve verimli bir ömür diliyoruz.
Sözlerimi bununla bitirmek istiyorum. 25 yüzyıllık Gürcü kültür tarihinin bir panele sığdırılmasının mümkün olmadığını düşünüyorum. Bu nedenle de sadece adları dünya kültür tarihine yazılmış olanlardan söz ettim.
Büyük bir kültüre sahip olan Türkiye Cumhuriyet vatandaşları olarak bizler, aynı zamanda büyük Gürcü kültüründen gelenler olarak, tarihi köklerimizi tanımalı ve övünmeliyiz....
Giorgi İremadze
*24 Nisan 2011-Adapazarı / SAKARYA (Deda Ena konulu panelin sunumu)
|